Maide/32
“Ýþte bundan dolayý Ýsrâiloðullarýna þöyle yazmýþtýk: ’Bir cana kýymaya veya yeryüzünde fesat çýkarmaya karþýlýk olmaksýzýn kim bir kimseyi öldürürse bütün insanlarý öldürmüþ gibi olur. Kim de bir caný kurtarýrsa bütün insanlarýn hayatým kurtarmýþ gibi olur.’ Þüphesiz peygamberlerimiz onlara apaçýk deliller getirdiler. Ama bundan sonra da onlarýn çoðu yeryüzünde taþkýnlýk göstermektedirler.” (Maide, 5/32)
Rivayete göre Medine Yahudileri Hz. Peygamber (asv)’i ve sahabeden bazýlarýný öldürmek için tuzak peþindelerdi. Bu sebeple yüce Allah onlara adam öldürmenin ne kadar büyük bir cinayet olduðunu göstermek için haksýz yere bir insaný öldürmenin bütün insanlýðý öldürmek; bir caný kurtarmanýn da bütün insanlýðý kurtarmak gibi olduðunun yazýlý bulunduðunu haber vermiþtir.
Bu talimat elimizdeki Kitâb-ý Mukaddes’te yer almamakta, fakat Miþna’da (Sanhedrin, IV/5), "Ýsrail’den tek bir kiþiyi öldürenin bütün ýrký öldürmüþ gibi cezalandýrýlacaðý ve Ýsrail’den tek bir kiþiyi koruyanýn Allah’ýn kitabýna göre bütün dünyayý korumuþ sayýlacaðý" þeklinde bir ibare bulunmaktadýr.
Haksýz yere birini öldüren katil, genellikle yaþama hakký tanýmamýþ, kanlarýn haramlýðýna, nefislerin masumluðuna saldýrmýþ, adam öldürmeye yol açmýþ, baþkalarýna da cesaret vermiþ olur. Þu halde bir kimseyi öldüren herkesi öldürmüþ gibi, Allah’ýn gazabýný ve büyük azabýný haketmiþ olur da hayat hakký kalmaz, kaný boþa gider ve öldürülmesi gerekir. Ýþte haksýz yere adam öldürme, böyle genel bir zarardýr.
Bu gibi adam öldürmelerine sevkeden ve herkesin zararýný gerektirecek ve genel asayiþi bozacak fesat, eþkýyalýk, ihtilal de böyledir. Bunun için böyle bir katil veya bozguncuyu öldüren herkesi öldürmüþ gibi deðil, belki hakký yerine getirmiþ veya bir kurtarma yapmýþ olur. Her kim de bir nefse hayat verir, yani affetmek veya öldürülmesine engel olmak veya herhangi bir yok olma sebebinden kurtarmak suretiyle hayatýnýn devam etmesine sebep olursa, sanki insanlarýn hepsine hayat vermiþ, birine yaptýðýný -kendisi de dahil olduðu halde- hepsine yapmýþ gibi olur.
Bilinmektedir ki, herhangi bir teþbih (benzetme), müþebbeh (benzeyen) ile müþebbehün bih (kendine benzetilen) in her yönde ve bütün hükümlerde eþit olmalarýný gerektirmez. Þu halde bundan herkesi ilgilendiren öldürmek veya hayat vermenin, bir kiþiyi ilgilendiren adam öldürme ve hayat vermeden hiçbir þekilde farký yoktur demek anlaþýlmamalýdýr. Her iki fýkradaki tepkilerden maksad, adam öldürmenin zararýný, kiþiye hayat vermenin de genel bir fayda olduðunu açýk bir þekilde anlatmak ve dolayýsýyla adam öldürmeye karþý kýsas olarak (öldüreni öldürerek) ve yeryüzünde bozgunculuk suçuna karþý ceza olarak öldürme ve idamýn meþruluðunu tesbit ile adam öldürmeye saldýrmaktan korkutmak ve hayatý muhafaza etmeye teþviktir.
Fakat burada iki soru vardýr:
- Önce Ýsrailoðullarýna bu hükümlerin yazýlýp vacib olmasý niçin "bundan dolayý" olsun? Vaktiyle Kâbil’in Hâbil’i o þekilde öldürmüþ olmasý, Ýsrâiloðullarýna bu hükümlerin vacib olmasý için ne münasebette sebep ve illet olabiliyor?
- Bunu Ýsrailoðullarýna tahsis etmenin sebebi nedir? "Bundan dolayý insanlara yazdýk" veya "Âdemoðullarýna yazdýk" buyurulmak gerekmez miydi?
Ýþte bundan dolayý Hasen ve Dahhâk anýlan kýssadaki öldürmenin bizzat Hz. Âdem (as)’in sulbünden gelen iki oðullarý arasýnda deðil, Ýsrailoðullarý’nda vuku bulduðuna ve iki âdem oðlundan maksad Ýsrâiloðullarý’ndan iki kiþi demek olduðuna ve Ýsrailoðullarý’nda böyle bir öldürme olayýnýn olmasý, bu hükümlerin inmesi için belirli bir sebep teþkil ettiðine kâni olmuþlardý. Fakat çoðunluðun açýklamasýna göre kýssa böyle deðildir.
O halde bunu, þöyle anlamak gerekir: “Ýþte bundan dolayý” anlamýna gelen “min ecli zalik”, ifadesi kýssaya deðil, kýssanýn mânâsýndaki etkin mânâlara aittir. Þöyle ki, insan öldürmek, gerçekte, büyük bir zulüm, hüsran ve nedametin sonuçlarýndan baþka bir þey olmayan büyük bir cinayettir. Ýnsan olanlarýn bundan son derece sakýnmalarý gerekir. Halbuki insanlýkta bu zulüm olagelen bir iþtir. Hatta iki âdem oðlunun biri, iyi bir kardeþine bu zulmü pek hazin bir þekilde yapmýþ ve felaketi dillere destan olmuþtur.
Bu felaket, önce bir menfaat kastinden deðil, sýrf bir zarar verme arzusundan, bir çekememe ve nefsaniyetten doðmuþ, hem de ihtirasýn coþmasýna uygun bir hal içinde deðil, Allah’a sunulan bir ibadetin, bir kurban takdim etmenin kabul edilip edilmemesinden ve Allah’ýn iradesine razý olmamaktan doðan bir haset (çekememezlik), bir haset ki, buna karþý en yüksek bir takva hissi ile öne sürülen hayýr dileme, barýþ severlik ve insanlýðýn her türlü temiz hislerini gýcýklamaya yeterli olacak olan en ahlâkî, en akla uygun nasihatler ve mânevî çekindirmeler asla faydalý olmuyor. Tersine bütün bunlarý cinayetin teþvik edici sebepleri yerine koyuyor. Kendine karþý elini kaldýrmayan, kaldýrmak istemeyen ve iyi bir kardeþ olmaktan baþka bir arzu beslemeyen o güzel kardeþine, "Seni öldürmek ne kolay, ne tatlý þeymiþ" diyerek saldýrýp kýydýrýyor. Sonra da zararlara, nedametlere düþürüyor ve öyle bir felaket haline getiriyor ki, ilk önce o yüksek kardeþinin sarih ve açýk öðütlerini ve irþatlarýný dinlemeyen o kafa, Allah’ýn emri ile en sonunda pislikler arkasýnda dolaþan bir karganýn hareketlerinden, eyvahlar çekerek uyanma dersi almaya ve ona gýptalar ederek nedametler çekmeye mecbur oluyor.
Ýþte beþeriyette adam öldürme cinayetinin vâki olan bir iþ olmasýndan dolayý, buna karþý dayanmak ve genel þekilde meþru bir hak olduðu gibi, özellikle bu olay veya bu kýssada cinayete sevkeden ve yapýlmasýný kolaylaþtýran ruh hali, bu cümleden olarak hased, nefsâniyet ve fiilî karþý koyma olmadýðý zaman cinayete teþvik etme hasleti Ýsrailoðullarý’nda çok açýk ve kýssanýn mânâsý bunlarýn hallerine tamamen uygun olduðundan dolayý, bunlar hakkýnda daha çok þiddetli hükümler indirilmiþ; hem kýsas, hem de "yeryüzünde bir fesat" suçuna karþý idam cezasý farz kýlýnmýþ, ferdin hayat hakký, umumun hayat hakkýna eþit ve ferdi kurtarma, umumu kurtarma mânâsýnda olduðu anlatýlmýþtýr.
Þu halde yeryüzünde bunlar ve bu gibi israfçýlar bulundukça, bunlara karþý yalnýz sözlü ve ahirete âit deliller ile yetinilmeyip, fiilî deliller olan þiddetli hükümlerin tatbiki, bütün insanlarýn hayat hakkýný korumak ve yeryüzünde fesatçýlýðýn iþlenmesine karþý koymak için her zaman hak bir kanundur. (bk. Hamdi Yazýr, Hak Dini, ilgili ayetin tefsiri)
Yüce Allah, gerek Ýslâm’da gerekse Ýslâm’dan önceki ilâhî dinlerde insan hayatýnýn kutsal olduðunu bildirmiþ, bu sebeple bir caný korumayý bütün insanlýðý korumak kadar üstün bir fazilet saymýþ; bir cana kýymayý da bütün insanlarý öldürmek kadar büyük bir cinayet olarak deðerlendirmiþtir. Çünkü bir insan, türünü temsil eder ve insanlar birbirine eþittir. Bir insanýn haksýz yere öldürülmesi toplumda öldürme olaylarýnýn yayýlmasýna, insanlarýn birbirine düþmesine ve toplum düzeninin bozulmasýna yol açar.
Hukukî bir gerekçe bulunmaksýzýn bir baþkasýnýn canýna kýyan kimse, yalnýzca o kiþiye haksýzlýk etmiþ olmaz, ayný zamanda insan hayatýnýn kutsallýðýna inanmadýðýný ve baþkalarýna karþý hiçbir merhamet duygusu taþýmadýðýný da göstermiþ olur. (bk. Bakara 2/178; Mâide 5/33) Oysa insan hayatýnýn korunabilmesi için insanlarýn birbirine saygý göstermeleri, hayatýn kutsal olduðuna inanýp korunmasýna yardýmcý olmalarý ve katilleri korumamalarý gerekir.
Bütün dinler, hukuk ve ahlâk sistemleri haksýz yere adam öldürmenin, cana kýymanýn büyük bir suç olduðunda birleþmiþlerdir. Ancak bu suçu önlemek için alýnan caydýrýcý tedbirler farklýdýr. Ýslâm, haksýz yere adam öldürmeyi önlemek, toplumun can güvenliðini saðlamak, onlarý huzurlu ve mutlu yaþarmak için bu suçu iþleyenlere dünyada kýsas cezasýný öngörmüþ, âhirette ise katilin Allah’ýn gazabý, laneti ve cehennem azabý ile cezalandýrýlacaðýný bildirmiþtir. (bk. Nisa, 4/93)
Allah Teâlâ insan hayatýnýn önemi ve bu hayata kýyanlara verilecek cezalar hakkýndaki âyetlerini peygamberleri vasýtasýyla göndermiþ ve insanlara teblið etmiþ olmasýna raðmen birçok insan yine de yeryüzünde fesad çýkarmaya ve kan dökmeye devam etmektedir.
Yeryüzünde bu tür katiller ve fesatçýlar sürekli olarak bulunduðu için Ýslâm bunlara karþý sadece vicdanî ve uhrevî ceza ile yetinmemiþ, insanlarýn hayat hakkýný korumak ve huzurlarýný saðlamak için caydýrýcý dünyevî müeyyideler getirmiþtir. (bk. Kur’an Yolu, Heyet, ilgili ayetin tefsiri)
Ayrýca, Kur’ân’da ilgili âyetlerle insan karakterinin, ilk insanlarýn davranýþ ve düþünceleri örnek verilerek ana hatlarý belirtilmiþtir. Yaratýlýþýndaki mayadan kaynaklanan hem Allah ve din duygusu; hem de bencillik, kýskançlýk, maddeye karþý aþýrý isteklilik gibi hislerle donatýlan insaný, bu birbirinden tamamen farklý iki yönüne göre, iki ayrý yönden disiplin altýna almak gerekir: Ciddi bir eðitim ve aðýr cezâî müeyyidelerle, eðitimde Allah düþüncesi, dine ve güzel ahlâka eðilimi geliþtirilir. Aðýr cezaî müeyyideyle diðer kötü sýfatlarýnýn zararlý sýnýra varacak tesir alanýna girmesi önlenir.
Bir milletin sosyal yapýsýnda madde ve kiþisel çýkar ön plânda bulunur; faziletin ruhlarý aydýnlatan ýþýklarý sönük kalýrsa, o toplumda insan kýymeti sýfýra düþer; sevgi, saygý, yardýmlaþma ve dayanýþma, kelimelerin dar kalýbýnda birer masal halini alýr. Bilhassa diðer ýrk ve milletlere karþý her türlü insanî yakýnlýktan uzak bir tutum içine girmiþ olur. Bu düzeye gelen bir toplumda adam öldürme, haklara tecavüz, vurgunculuk, tez elden zengin olmak arzusu, aþýn faizcilik, çeþitli yollardan sömürme gemi azýya alýr.
Bunun için hemen her devirde ve her toplumda dini ve varsa fazilet duygusunu geliþtiren millî eðitimin lüzumu, haklarý koruyucu yasalarýn iþlerliði geçerlidir.
Baþta Ýslâm olmak üzere bütün hak dinler, insan unsuruna üstün deðer verilmesini emretmiþ ve bir insanýn hayatýný kurtarmanýn, bütün insanlarýn hayatýný kurtarmak kadar anlamlý olduðuna dikkatleri çekmiþlerdir. (bk. Celal Yýldýrým, Ýlmin Iþýðýnda Asrýn Kur’an Tefsiri, ilgili ayetin tefsiri)
Sonuç olarak:
1. Ýnsan öldürmek, gerçekte, büyük bir zulüm, hüsran ve nedametin sonuçlarýndan baþka bir þey olmayan büyük bir cinayettir. Ýnsan olanlarýn bundan son derece sakýnmalarý gerekir.
2. Kim haksýz yere veya yeryüzünde bozgunculuk çýkarmaya karþýlýk olmaksýzýn bir cana kýyarsa ,bütün insanlarý öldürmüþ gibi olur. Demek ki haksiz yere bir cana kýymak, bütün insanlýðý öldürmek kadar önem taþýmakta ve o ölçüde bir suç iþlenmesine sebep olmaktadýr. Bir caný bütün insanlýða denk tutan bu açýklama, bir ferdi insanlýk kadar geniþletmekte, bütün insanlýðý bir fertte görmektedir.
3. Her kim bir caný kurtarýrsa bütün insanlarý kurtarmýþ olur. Bir doktor ölmek üzere olan bir hastayý týbbî müdahalelerle ve ilâhî takdirle hayata döndürüyorsa; bütün hýzýyla devam eden bir savaþý durdurmak için gayret sarfediyor ve durduruyorsa; açlýktan ölmekte olan insanlara gýda yardýmý yapan insanlarla çeþitli tabiat âfetleri sebebiyle hayatýný kaybetmek üzere olan insanlarý kurtarýyorsa bütün bunlar ve benzerleri ayný görevi yapmaktadýrlar.
4. "Onlara" zamiri, Yahudileri ve Hristiyanlarý içine alan Ýsrâiloðullarýna gitmektedir. Onlar, Allah’a verdikleri sözü bozdular, insanlara lanet ettiler, Allah’ýn kelâmýný deðiþtirdiler, Allah’a iftira ettiler, haksýz yere peygamberleri öldürdüler, özellikle insanlarý acýmasýzca öldürdüler.
5. Toplumda aþýrý gitmenin baþka bir tanýmý Mâide sûresinin 2. âyetindeki þu kýsýmdýr: "Günah ve düþmanlýk üzerine yardýmlaþmayýnýz." Topluma, Allah’ýn günah saydýðý ve düþmanlýk duygularýný salmanýn uðruna birbirleriyle yardýmlaþýp örgüt kuranlar, toplumun saadetini, dirlik düzenini, birlik beraberliðini katletmektedirler.
6. Yeryüzünde yapýlan zulüm ve tahribatlar oluyor. Çok mâsum ve mazlumlarýn hukuklarý kayboluyor, mahvoluyor. Güya toplum için çok insanlar feda ediliyor, milletin selâmeti için þahsi haklar zayi oluyor. Ayet, bir ferdin hakkýnýn toplum için de olsa feda edilemeyeceðini, her hakkýn Allah katýnda büyük olduðunu, hakkýn küçüðüne, büyüðüne, azýna, çoðuna bakýlmadan korunmasý gerektiðini emrediyor.
* * *
"Bir insaný öldüren bütün insanlýðý öldürmüþ gibidir." ayetinden maksat þudur:
Bütün insanlýðýn selameti için de olsa bir insanýn hukukuna tecavüz edilmez ve o kiþi öldürülmez. Allah yanýnda bir insanýn hukuku ne ise bütün insanlýðýn hukuku da aynýdýr. Ýnsanlýk kurtulsun diye masum bir insaný feda edemezsiniz. Yoksa, bir insan öldüren kiþi bütün insanlarý öldürmüþ gibi günah kazanacaktýr, þeklinde yorumlanmamalý.
Bir insaný öldürmeye teþebbüs eden kiþi, Allah korkusundan dolayý onu öldürmekten vazgeçerse, büyük bir sevaba kavuþur. Bu insanýn günaharýnýn silineceðini Allah bilir. Kul hakkýný ise kul affeder.
Yazar : Sorularla Ýslamiyet
TERÖRÜ VE TERÖRÝSTLERÝ LANETLÝYORUZ :
Google'da Ara
TERÖRÜ VE TERÖRÝSTLERÝ LANETLÝYORUZ